erg

cumartesi geceleri, cok ruya demek

bir: iki top karpuzlu, bir top pepsili dondurma istiyorum. yuz saattir sirada beklemisim, sira salonu dolasip merdivenlerden alt salona kadar iniyor. yanimda babamin siparislerini sahane sekilde veriyorlar, ama gel gor ki adam benimkini yanlis anlamis. toplam uc top siparisimi, iki ayri kulaha bir bir yarim yarim olarak dagitmis, oyle verdi. keyfim kacinca cok sirret olabiliyorum. arkamdan konustu bir de. ciktim siradan firlatip attim kulahlari, duvardaki minik tablolara carpip surunerek yere dustuler. nasil sinirliyim. agzimda azicik karpuz tadi var sadece. disari cikip annemlerle melisi buluyorum. yuruyoruz, ben sinirli, onlar dondurma yiyorlar. onden yuruyor ve sevgilime mesaj atiyorum boyle boyle oldu diye. bir sure sonra bizimkiler anlamislar ki yanlis yoldayiz. okul kampusu gibi bir yerin icindeyiz zaten. bunlar anlayip, bana soylememisler. bir baktim melis kalmis bir kilometre arkamda, bana gel gel yapiyor. ulan onceden neden seslenmediniz. deli.

iki: sevgilimin eski bir sevgilisi erkekmis. ben de, nerdense artik, ogrenmisim. sasirmistim dogrusu.

uc: katlarda orman ici tahta kabin evler var. ogrenci yurduymus burasi, orman katli apartman; evet. ozgure ulasmaya calisiyorum; ozgur uzuner. o arada yasinayin kabinine ugruyorum. merdivenlerden cikarken agaclar vardi. yaz kampi gibi kalabalik bir ortamdi. kabinlerin bazilari da o kadar kucuktu ki. tek kisilik. bir masa bir bilgisayar ve yarim yatak seklinde.

dort: guzellik salonuna, kavitasyon randevusuna gitmisim. a. estetisyen, gokce. ne isin var senin burada yahu. sasirdim. bir muddet sohbet ediyoruz, nerelerdesin bin yildir gorusemedik vesaire. sonra seansi da uygulamadik galiba. ciktik.

yorum yaz