erg

gamze yazdı,

evren

03 Eylül 2012

evren. o kadar uzun zamandir gormemisim ki, garipsedim. tesadufen karsi apartmandayim, kimin evi bilmiyorum. minik bir kare cekiyorlar, sonra uzandigi yerden kalkiyor. camdan farkettim, izliyorum. perde yok, hatta tum cephe cam. o beni gorsun istemedim. ne konusacagiz ki sonucta diyorum. yine de kapi calip da babasiyla oracikta durdugunu gordugumde sasirmiyorum, bekliyormusum. ama o saskin. konusmuyor, sariliyoruz. yaslanmis, saclarinda beyazlari var, sismanlamisim, saclarimda beyazlar var. hissettigimse sadece eski bir dost sicakligiydi, cok guzeldi. uyandim.

dugun dernek

14 Temmuz 2012

arkadaslarimlayim. cikacagiz ve bir yerlere yetismemiz gerekiyor ki; kargo adami gibi biri, elime bir paket tutusturuyor. icinden ne cikti, nasil oldu da ben bilmedigim bir numarayi aradim, o konustugum adam ne ara gelinin babasi cikti, ve kendi gozlerimle o anda icinde ilerliyor olduklari kalabalik luks arabanin her detayini nasil gordum; bilmiyorum ama, sonuc olarak evren evleniyordu. hatta evlenmisti, bana da haberi oldukca gec mi gelmisti. neydi. sonra kapisinda kalabalik icinde durdugumuz etkinlige ben hangi halde gitmistim, neden giyinmemistim. ve bana kiyafetlerini veren sahane arkadasim kimdi, oralar biraz karanlik. pembe kisa bir gomlek ve gogus altima kadar cikan upuzun sutlu kahve etek cok guzeldi ama, ayagimda uygun topuklu yoktu. galiba. karisik, kotu bir ruyaydi. ruyamsiydi. uyandim.

aman aman

12 Temmuz 2012

sevgilimin kacirildigini gordum. karanlik ve urkutucuydu.

sene gecmis.

25 Haziran 2012

gecen sene, agustosun 28inde; ruya gormusum. nedense annemin telefonuna not almisim. simdi buldum. once onun ruyasi zannettim, sonra okudum. hatirladim. ustelik buraya da yazmamisim, sasirdim. detayina girmeden, asagiya ilistiriyorum.

“buyuk teyze esyalar. birak onlar bizim. sokagin karsisindaki eve tesadufen gittim. annemle babamin nikahi var, ama cantam yokmus. o ev de depo gibi. her sey. adama bizim olan esyalari ayirttirdim, cikarttirdim. teyze bazilarinin da atilmasini istemis. onlari da kenara ayirdim. cok sinirliyim. babam annem filan da geldi. amcamin daktilosu burada. dagilmis kanepe. eski bavullar. – pazar aksami, 28 agustos 2011.”

anne-anne

09 Mayıs 2012

anneannemi gordum. maalesef ki detay hatirlamiyorum. ancak uykumdan uyanip, zipladim. kendimi uyandirmis da olabilirim. haliyle herhalde hos bir ruya degildi.

guncelleme:

30 Mart 2012

son gunlerde, ozellikle son uc haftadir; deli gibi ruya goruyorum. gecede en az uc dort tane ayri ayri. ancak yazmiyorum, ve nedense uyandigim andan uc saniye sonra filan da birden zihnimden siliniveriyorlar. uzun zaman gecti buraya bir seyler eklemeyeli, ancak nisan yeni bir milat olsun umuyorum simdilik. bakalim. sevgiler.

sirlar

22 Kasım 2011

kaldirimin ortasindaki adam boyu belediye kapilarindan birinin onundeyiz. elektrik kutusu, efendim dogalgaz kutusu vari bir sey, iste, dokunmayiniz girmeyiniz gidiniz gidiniz seklinde ibareleri olan uzerinde, ve kuru kafa vesaire isaretleri. kutunun uzerine birakilmis bir anahtar gorup, minik kagidi okuyoruz. “iceri baktim ve gorebilecegim en korkunc seydi.” tam hatirlamiyorum cumleyi, ama icinden bir seyler havalanir ya, oyleydi hissi, urkutucuydu. ben cekildim, boyle seyleri sevmem, uzaklastim, bir agacin arkasindayim. arkadasim kapiyi acti. ufak bir ciglik atip cekildi ve kacti. sokak ortasinda eli agzinda put gibi durup, hic bir sey soylemiyor. zaten kapiyi da kapatmamis, birbirine vurup disa dogru yeniden acildi kapilar. agacin arkasindan, tek goz izliyorum olanlari. yavasca gorusumden cikan metal kapinin ardinda, bir isik vardi. bir koridor. bir tunel. gitgide buyuyen kocaman bir yol. bir yasam. her yer metal, bir siginak. baskalariyla baglantili oldugu da asikar. urperdim, anladigim sey kandiriliyor oldugumuzdu. bir de hic bir sey bildigimiz gibi degil hissi. anahtari yeniden kutunun uzerine koyup, kapidan okula geri girdik. daha sonra gelen ve iceri bakip, saskinliktan put gibi orada kaliveren iki genc uzun boylu adamsa, o anda oradan gecmekte olan iki polis tarafindan yakalandilar. camdan izledik. ve ruyamda galiba simdi yasiyor oldugumuz yerde degildik.

mutlu son

21 Kasım 2011

dedemin saatini bulmak icin dolaplari yerle bir ediyorum. olayin satmis oldugundan kuskuluyum, ve nasil kizgin. o arada baska bir suru eski alet edavat buldum, ama onlari almiyorum. saate sonunda ulastigimda, uzun zaman gecmisti ve yorgundum. ustelik kayislari da yerindeydi, annemin soyledigi gibi kesilmis degillerdi. koluma taktim.

minik not

18 Kasım 2011

bin gun gecti, bin ruya gordum. not almamisim. sonra da aklimdan cikmislar. kader.

tumblrdan kopya

12 Kasım 2011

yesim apartmanina giriyoruz, galiba annem ve babam var yanimda. apartman kapisindan girer girmez bir koku carpiyor burnuma. anlatilmaz sekilde yogun, olu kokusu, olum kokusu. solda, evinden cikmis, ama kapisini acik birakmis; duvara dayali bankta oturan, basi arkaya yasli ve agzi hafif acik bir kadin var. ismini bilmiyor veya hatirlamiyorum o anda ama olmus olanin o oldugundan endiseleniyorum. gozlerini hafifce oynatip beni yanlis cikartiyor, ancak sorun baki ve kadinin belli belirsiz ust kata bakmasi bizi yukari yonlendiriyor. birinci katta bizim dairemiz var aslinda. ama onun da kapisi acik, ve icerde nedense cok az esya var. baska bir ev gibi. bu defa duvara dayali olan, uzun ince bir kanepe. kanepede uzanmis, basi bizim tarafimizda kalan bir adam. yasli bir adam. yuzunu goremedim, olmus mu canli mi bilmiyorum. ancak hareket etmedi. daireden aceleyle ciktim. icimdeki his, o adamin asagidaki kadinin kocasi oldugu ve onun da kadin gibi katatonik sekilde kalmasinin bizim o anda orada goremedigimiz bir sebebinin varligi. salonun ortasinda olduruverilen daha genc bir adamin silueti gelip gecti hizlica gozlerimin onunden, nefes alamiyor ve hizlica merdivenlerden inmeye calisiyordum; uyandim. sonraki ruyamda da olenler ve oldurenler vardi, ozgur ve aslen olmayan kucuk kardesi vardi, ki olen o; bir de oldurenlerle ayni evdeydik. bildiklerimi anlatmaya calisiyordum, yakalaniyordum. sanirim. canim simdi anlatmak istemedi, sonraya.